YASİN SÛRESİ'NDEKİ ŞAHIS ZAMİRLERİ

YASİN SÛRESİ'NDEKİ ŞAHIS ZAMİRLERİ

Yâsîn Suresi 6. Ayet

لِتُنْذِرَ قَوْماً مَٓا اُنْذِرَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ فَهُمْ غَافِلُونَ

(Bu kitap) azîz ve rahîm olan Allah tarafından ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde bulunan bir toplumu uyarasın diye indirilmiştir.

 فَهُمْ غَافِلُونَ
'...onlar gafildirler'


Yâsîn Suresi 7. Ayet

لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلٰٓى اَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Andolsun ki onların çoğu hakkında o söz gerçekleşecektir; çünkü onlar iman etmeyecekler.

فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

'...onlar iman etmezler.'


Yâsîn Suresi 8. Ayet

اِنَّا جَعَلْنَا ف۪ٓي اَعْنَاقِهِمْ اَغْلَالاً فَهِيَ اِلَى الْاَذْقَانِ فَهُمْ مُقْمَحُونَ

Biz onların boyunlarına çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik, bu yüzden kafaları yukarı kalkık durmaktadır.

فَهُمْ مُقْمَحُونَ

'.... onların kafaları yukarı kalkık durmaktadır.'


 Yâsîn Suresi 9. Ayet

وَجَعَلْنَا مِنْ بَيْنِ اَيْد۪يهِمْ سَداًّ وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَداًّ فَاَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ

Onların önlerinden bir set, arkalarından da bir set çektik, böylece gözlerini perdeledik; artık görmezler.

فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ
'...onlar görmezler.'


 Yâsîn Suresi 15. Ayet

قَالُوا مَٓا اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۙ وَمَٓا اَنْزَلَ الرَّحْمٰنُ مِنْ شَيْءٍۙ اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا تَكْذِبُونَ

Diğerleri ise şöyle karşılık verdiler: “Siz de ancak bizler gibi insanlarsınız. Hem rahmân herhangi bir şey indirmiş değildir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz!”

 مَٓا اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۙ

Siz de ancak bizler gibi insanlarsınız.


اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا تَكْذِبُونَ

'...Siz sadece yalan söylüyorsunuz.'


Yâsîn Suresi 19. Ayet/22. Cüz

قَالُوا طَٓائِرُكُمْ مَعَكُمْۜ اَئِنْ ذُكِّرْتُمْۜ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ مُسْرِفُونَ

Onlar da dediler ki: “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildi diye öyle mi? Hayır! Siz sınırı aşmış bir topluluksunuz.”

بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ مُسْرِفُونَ


'...Hayır! Siz sınırı aşmış bir topluluksunuz.'


Yâsîn Suresi 21. Ayet

اِتَّبِعُوا مَنْ لَا يَسْـَٔلُكُمْ اَجْراً وَهُمْ مُهْتَدُونَ

Sizden bir ücret istemeyen o kimselere tâbi olun; onlar doğru yoldadırlar.

 وَهُمْ مُهْتَدُونَ
'...Onlar doğru yoldadırlar.'


Yâsîn Suresi 29. Ayet

اِنْ كَانَتْ اِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً فَاِذَا هُمْ خَامِدُونَ

(Cezaları) korkunç bir sesten ibaretti; sönüp gidiverdiler.

فَاِذَا هُمْ خَامِدُونَ

' ...O zaman onlar sönüp gidiverdiler.'


 Yâsîn Suresi 37. Ayet

وَاٰيَةٌ لَهُمُ الَّيْلُۚ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَاِذَا هُمْ مُظْلِمُونَۙ

Gece de onlar için açık bir kanıttır. Gündüzü ondan çekip alırız da karanlıkta kalıverirler.

فَاِذَا هُمْ مُظْلِمُونَۙ
'...O zaman onlar karanlıkta kalıverirler.


Yâsîn Suresi 43. Ayet

وَاِنْ نَشَأْ نُغْرِقْهُمْ فَلَا صَر۪يخَ لَهُمْ وَلَا هُمْ يُنْقَذُونَۙ

Dilesek onları batırırız, kimse de onların yardımına koşamaz ve artık kurtarılamazlar.

وَلَا هُمْ يُنْقَذُونَۙ

'.... Ve onlar  kurtarılamazlar.'


Yâsîn Suresi 47. Ayet

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ اَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُۙ قَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنُطْعِمُ مَنْ لَوْ يَشَٓاءُ اللّٰهُ اَطْعَمَهُۗ اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ

Onlara “Allah’ın size verdiği rızıktan başkaları için de harcayın” dendiğinde, inkârcılar müminlere derler ki: “Dilese Allah’ın doyuracağı kimseleri biz mi besleyeceğiz! Doğrusu siz açık bir yanılgı içindesiniz.”

اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ

'... Siz  açık bir yanılgı içindesiniz.'


Yâsîn Suresi 48. Ayet

وَيَقُولُونَ مَتٰى هٰذَا الْوَعْدُ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

Ve şöyle derler: “Şayet gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit hani ne zaman gerçekleşecek?”

اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ
'...Eğer siz doğru söylüyorsanız.'


 Yâsîn Suresi 49. Ayet

مَا يَنْظُرُونَ اِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً تَأْخُذُهُمْ وَهُمْ يَخِصِّمُونَ

Onlar, besbelli ki, birbirleriyle uğraşırken kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesi bekliyorlar!

وَهُمْ يَخِصِّمُونَ

'... Onlar birbirleriyle uğraşıyorlar (tartışıyorlar)'


 Yâsîn Suresi 53. Ayet

اِنْ كَانَتْ اِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً فَاِذَا هُمْ جَم۪يعٌ لَدَيْنَا مُحْضَرُونَ

Olup biten yalnızca bir ses! Ama ardından onların tamamı, birden toplanmış olarak işte huzurumuzdalar.

 فَاِذَا هُمْ جَم۪يعٌ لَدَيْنَا مُحْضَرُونَ

'... O zaman onların tamamı toplanmış olarak huzurumuza geldiler.'


 Yâsîn Suresi 56. Ayet

هُمْ وَاَزْوَاجُهُمْ ف۪ي ظِلَالٍ عَلَى الْاَرَٓائِكِ مُتَّكِؤُ۫نَ

Kendileri ve eşleri gölgelik yerlerde, tahtlarına kurulacaklar.

هُمْ وَاَزْوَاجُهُمْ ف۪ي ظِلَالٍ
'... Onlar ve eşleri gölgelerdedir.'


Yâsîn Suresi 69. Ayet

وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغ۪ي لَهُۜ اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْاٰنٌ مُب۪ينٌۙ

Biz ona şiir öğretmedik; zaten ona yaraşmazdı da. Ona vahyedilen, ancak bir öğüt ve apaçık Kur’an’dır.

 اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ
'...O ancak bir öğüttür.'


Yâsîn Suresi 75. Ayet

لَا يَسْتَط۪يعُونَ نَصْرَهُمْۙ وَهُمْ لَهُمْ جُنْدٌ مُحْضَرُونَ

Halbuki o sözde tanrılar kendilerine yardım edemezler, aksine kendileri onların hizmetindeki askerlerdir.

وَهُمْ لَهُمْ جُنْدٌ

'... Onlar onların askerleridir.'


Yâsîn Suresi 77. Ayet

اَوَلَمْ يَرَ الْاِنْسَانُ اَنَّا خَلَقْنَاهُ مِنْ نُطْفَةٍ فَاِذَا هُوَ خَص۪يمٌ مُب۪ينٌ

İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi? Oysa bak, şimdi o, açıktan açığa bize karşı duran biri olmuştur.

فَاِذَا هُوَ خَص۪يمٌ مُب۪ينٌ
'... O zaman o apaçık bir düşmandır."


Yâsîn Suresi 78. Ayet/23. Cüz

وَضَرَبَ لَنَا مَثَلاً وَنَسِيَ خَلْقَهُۜ قَالَ مَنْ يُحْـيِ الْعِظَامَ وَهِيَ رَم۪يمٌ

Kendi yaratılışını unutup bize örnek getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş!” diyor.

وَهِيَ رَم۪يمٌ
'...Ve o (kemik) çürümüştür.'


 Yâsîn Suresi 79. Ayet

قُلْ يُحْي۪يهَا الَّـذ۪ٓي اَنْشَاَهَٓا اَوَّلَ مَرَّةٍۜ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَل۪يمٌۙ

De ki: “Onları ilk başta yaratmış olan diriltecek. O yaratmanın her türlüsünü bilir.”

وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَل۪يمٌۙ

'O yaratmanın her türlüsünü bilir.'


Yâsîn Suresi 80. Ayet

اَلَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمْ مِنَ الشَّجَرِ الْاَخْضَرِ نَاراً فَاِذَٓا اَنْتُمْ مِنْهُ تُوقِدُونَ

Yemyeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O’dur; işte ondan yakıp durmaktasınız.

فَاِذَٓا اَنْتُمْ مِنْهُ تُوقِدُونَ
' ... O zaman siz ondan yakıyorsunuz.


 Yâsîn Suresi 81. Ayet

اَوَلَيْسَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِقَادِرٍ عَلٰٓى اَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُمْۜ بَلٰى وَهُوَ الْخَلَّاقُ الْعَل۪يمُ


Gökleri ve yeri yaratan Allah onların benzerini yaratmaya kadir değil mi? Elbette öyledir. O eşsiz yaratıcıdır, her şeyi bilir.

وَهُوَ الْخَلَّاقُ الْعَل۪يمُ

O eşsiz yaratıcıdır, her şeyi bilir.