SORU: HAC
GÖREVİNİ YERİNE GETİRDİĞİ ESNADA ADET OLDUĞUNU FARK EDEN HZ AİŞE NE YAPTI?
Allah’ın Son Elçisi’ne yol
arkadaşlığı yapma şerefine erişmiş kalabalık bir kafile Medine’den yola
çıktıklarında, tek amaçları Allah’ın evini ziyaret ederek hacı olabilmekti.
Aralarında Peygamberimizin sevgili eşi Hz. Âişe’nin de bulunduğu yolcular Mekke’ye
henüz varmamışlardı ki annemiz bir anlık şaşkınlığın ardından derin bir hüzne
kapılıp ağlamaya başladı; âdet olmuştu! İhrama girerek niyetlendiği umresi
yarım kaldığı gibi, hacılarla birlikte ibadetin huzurunu paylaşmayı umduğu hac
günleri de mahvolmuştu. Şevki kırılmış, heyecanı kaybolmuştu. Üzüntüsü an be an
artarken, yanına gelen Allah Resûlü’nü gözyaşlarıyla karşılamıştı.
Peygamberimiz, mutlu bırakıp kederli
bulduğu eşinin hâlini görünce hayretle sordu: “Hayırdır? Niçin ağlıyorsun? Yoksa âdet mi oldun?” “Evet!” dedi
Hz. Âişe ve buruk bir sesle ekledi: “Hâlbuki Allah şahit, haccı ne çok
istemiştim! Ama bu yıl hacı olamayacağım.” Ağlayan eşine kıyamayan Şefkat Peygamberi’nin ağzından dökülen ilk
cümleler teselli yüklüydü: “Bu başına
gelen, Âdem kızlarına Allah’ın takdir ettiği bir yazgıdır. Kâbe’yi tavaf etmek
dışında hacıların eda edecekleri vazifeleri sen de yerine getirebilirsin.” (Buhârî,
Hayız, 1; Buhârî, Hayız, 7; Müslim, Hac, 119)
İlerleyen günlerde Peygamberimiz Hz.
Âişe’nin hevesle başladığı bu ulvî görevi layıkıyla yerine getirmesine yardımcı
olmuş, bayram günü âdeti sona erip temizlenince farz olan tavafını yapmasını
istemişti. Hatta, “İnsanlar ne güzel hem umre hem hac yaparak evlerine
dönüyorlar. Oysa ben sadece haccedebildim.” diyerek sızlanan eşinin, kardeşi
Abdurrahman ile birlikte Ten’im’e gidip ihrama girmek suretiyle yarım kalan
umresini tamamlamasını da sağlamıştı. ( Buhârî, Umre, 7; Müslim, Hac, 120)
KAYNAK:
HADİSLERLE İSLAM- D.İ.B. YAYINLARI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder