4. CÜZDEN BAZI MESAJLAR
ÂL-İ İMRAN SÛRESİ:
92- "Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir."
👉Allah’ın rızâsına, cennetine lutuf ve inâyetine ulaşabilmenin şartlarından biri de kişinin sevip bağlandığı nimetleri Allah yolunda kullanmasıdır.
👉Kişi ancak bu takdirde iyiliğe, yani erdemliliğe, ihsan ve sevaba erer, cennete girmeye hak kazanır.
134- "Onlar (takvâ sahipleri) bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler..."
135- "Onlar çirkin bir şey yaptıkları veya kendilerine kötülük ettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar da hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki? Onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler."
👉Cenâb-ı Hak, takva sahibi kulların, günah işledikten hemen sonra Allah'ı hatırlayıp pişman olduklarını belirtmiş ve günah işler işlemez tövbe eden, tövbeyi bir an bile geciktirmeyen kullarını övmüştür.
👉Her insan günah işleyebilir ama günahta ısrarcı olmayan, günahı alışkanlık haline getirmeyen kullar övgüye mazhar kılınmıştır.
180- "Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilâkis bu onlar için kötüdür. Cimrilik ettikleri mal kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır..."
👉Allah cimriliği huy edinenleri sevmez. Cimrilik yapılan her şeyin ahirette oluşturacağı sıkıntıyı belirtmek için Yüce Rabbimiz;
"Cimrilik ettikleri mal kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır." ifadesiyle mü'min kullarına uyarıda bulunmuştur.
4. CÜZDEN MESAJLAR / 2
ÂL-İ İMRAN SÛRESİ
191- "Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler:) “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!"
👉Mü'min yan üzere yatarken de, otururken de, herhangi bir işle meşgul olurken de diliyle ve kalbiyle zikir halindedir.
👉Rasûlullah (sas), geceleri Âl-i İmran Sûresi 191-200. ayetleri okurdu. Özellikle gökyüzüne baktığında 191. ayetin şu kısmını tekrar ederdi:
رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هٰذَا بَاطِلاًۚ سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
“...Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!"
NİSÂ SÛRESİ
9- "Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bırakmış olmaları halinde onlar hakkında endişe duyacak olanların (başkalarının yetimleri için de) kalpleri sızlasın; Allah’tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler."
👉Hitap, insanların vicdanlarına yöneltilmiş, “Yetimleri kendi çocuklarınız olarak düşünün” denilmek istenmiştir.
👉Geride bıraktığı yetimlerinin haksızlığa uğrayıp perişan olmalarına kim razı olur?
👉Veliler ve vasîler bugün başkasına olanın yarın kendilerine olacağını bilmeli, yeryüzünde haksızlık bulundukça ondan bir gün kendilerinin ve çocuklarının da zarar görebileceğini unutmamalıdırlar.
www.ilimsevdasi.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder